Güncel
Domatesi Rusya’ya satan seracı, dış politika ile ilgilenmemek edemez - Ahmet Taşgetiren
Ben ekonomist değilim. Ama hayatta olup da bir ölçüde ekonomiden anlamamanın mümkün olmadığını biliyorum.
Bir ölçü nedir derseniz, gıdayı bulmak derim, başını sokacak bir evin olması, moda hesabı olmasa bile en azından üst - baÅŸ edinmek derim, çocuÄŸunuza kitap – kalem almak, okula giderken ayağını yerden kesmek derim. Ä°ÅŸ derim, aÅŸ derim.
Ekonomiden hiç anlamayanlar bile “Dolar almış başını gidiyor, kontrol edilemiyor”dendiÄŸinde, iÅŸin iyi gitmediÄŸini anlarlar. Çünkü onun peÅŸinden zam gelir, hayat pahalılaşır.
Artık dünya alem biliyor ki, bir yerlerde öksürülmüşse, bizde de zatürrelerin ucu gözükür.
Kimi küresel der, kimi global. Domatesi Rusya’ya satan seracı, dış politika ile ilgilenmemek edemez. Hammaddesini Amerika’dan alan da Dolar yükselince telaÅŸlanır. Hele bizim gibi ihraç ettiÄŸi malın yüzde 80’ini ithal ürünlerle imal ediyorsa, hem Dolar’ın seyrini dikkate almak zorundadır hem ihraç edeceÄŸi malın fiyatının rekabet edebilecek seviyede olduÄŸunu...
Bizim gibi ülkeler bilir ki, ekonomi, dış ilişkilerle iç içedir. Amerika ile, Avrupa ile, Rusya, Çin ya da Irak, Suriye ile...
Komşularla sıfır sorun gailesiz işlerken ekonomimiz de gailesizdi, denebilir. Ama komşuların hayatı cehenneme dönünce, patates üreten çiftçi de kara kara düşünmeye başladı, domates limon üreten
çiftçi de...
Zor bir dönemden geçiyoruz, belli ki.
Dış ilişkilerdeki zorluk kadar, ekonomi de zor günler içinde.
Ak Parti iktidarlarının toplumla iliÅŸkide en pozitif boyutu, ekonominin iyi gitmesidir. Ãœlke krizler içinden alındı ve en zor zamanlar “TeÄŸet geçecek” ümidine sarılarak -ki o ümit boÅŸa çıkmadı- geçti.
Bir süredir patinaj mı desek, başka bir şey mi, ama problem var.
Problemin sadece Dolar’daki son yükseliÅŸle sınırlı olmadığı da biliniyor. Durgunluk, iÅŸsizliÄŸin artması, büyümenin düşmesi vs...
Ekonomi yönetimi insicam içinde mi, bir bakmak lazım.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, son zamanlarda kendi durduÄŸu yerden bazı problemlere iÅŸaret ediyor. “Faizde yalnız kaldım” diyor mesela... Herhalde yakın zamanı deÄŸil, taaa ErdemBaşçı’nın Merkez Bankası BaÅŸkanı olduÄŸu zamanları da kastederek.
Dış politika alanında da Cumhurbaşkanı Erdoğan tayin edici bir konumda.
Başkanlığın fiili hali.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan son Dolar türbülansında “Yine teÄŸet geçecek diyorum” diyor.
Dolar’daki yükseliÅŸi, 15 Temmuz’la birlikte “Türkiye’ye yönelik küresel tehdidin bir parçası” olarak deÄŸerlendirmesi ayrıca kayda deÄŸer.
“Milleti ekonomik savaşı göğüslemeye çağırmak” ve bunun için bir yandan yastık altındaki Dolarları bozdurmak, diÄŸer yandan da ihracat – ithalat dahil bütün ekonomik iÅŸlemleri yerli paralarla yapmak, savaşın diÄŸer ayağı.
Bu alanlarda da ekonomi yönetiminin çok heyecanlı olmadığı görülüyor.
Ben mi yanlış görüyorum acaba, yoksa ekonomi yönetimi ile Cumhurbaşkanlığının değerlendirme iklimleri mi farklı?
Yalnızlık nasıl bir şey?
Acaba reel dünya ile idealler arasında yeterli irtibatlar mı oluşmadı? Kim reelde ideali dikkate alamıyor kim ideali seslendirirken reelden kopuyor?
Dış politikada reel ne, ideal ne?
Ekonomide reel ne ideal ne?
Sayın CumhurbaÅŸkanı’nın çaÄŸrısı ile milletin milli mücadele ruhunu bir kademe daha yükselteceÄŸi muhakkak, ama acaba Dolar bozdurma iÅŸi, yaraya ne kadar merhem olacak?
Dileyelim teğet geçsin.
Dileyelim dış iliÅŸkilerdeki gerilim, Türkiye’nin tarih içinde tırmanma heyecanını aksatmasın.
Henüz yorum yapılmamış.